Bu ara herkes “Av Mevsimi”'ni konuşuyor. Köşe yazarları ve sinema eleştirmenlerini ikiye bölen usta yönetmen Yavuz Turgul'un filmini evelsi gün izledim. Hıncal Uluç,Oray Eğin ve Ahmet Hakan köşe yazılarında filmin senaryosunu ve anlattığı hikayeyi zayıf bulduklarını söylediler. Şener Şen ve Cem Yılmaz'ı aynı filmde izlemek için bile gitmeye değer bulduğum filme zaten olumlu bir önyargım vardı , nispeten bu önyargımda hayalkırıklığı yaşamadım.
“Av Mevsimi” 2010 yılı Türk Sineması yapımları arasında benim kanımca gerçekten ayrı ve lezzetli bir yerde kendini konumlandırdı. İnsanlar Yavuz Turgul'u eleştiriyor ; polisiye gerilim işini beceremediği ve film hikayesinin çok ortada kaldığı konusunda..
Yıllardır Yavuz Turgul filmleri hep böyle değil miydi zaten ? Gönül Yarası,Gölge Oyunu ve özellikle Kabadayı'da olaylardan çok karakterlerin detaylı anlatımına önem verilmedi mi ? Herkes, hala Şekerpare,Tosunpaşa tadında filmler ya da Eşkıya gibi bir başyapıt bekleyerek gittiyse umduğunu bulamaması çok normal. Eşkıya filmini ,tarihe geçiren nokta bence hikayenin eşsizliğinden çok ,o zaman ki Türk sinemasının içinde bulunduğu dip nokta dönemidir.
“Av Mevsimi” gerçekten çok güzel ve sürükleyici bir filmdi.Özellikle Cem Yılmaz'ın oyunculuk yeteneği ve benim gözümde sonsuz krediye sahip Şener Şen bana tadına doyulmaz bir sinema akşamı yaşattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder